Cephelerinde taş ve demir işçiliğinin en güzel örneklerini sergileyen Cunda evleri geleneksel Yunan mimarisine uygun olarak inşa edilmişlerdir. Planları genellikle kare veya dikdörtgendir.
Kent merkezinde bulunan binalar bitişik nizam ve çoğunlukla iki katlı olarak yapılmıştır. Her evin arkasında küçük bir bahçesi bulunmaktadır. Bazı evlerin bodrum katları ise dükkan ya da zeytin deposu olarak kullanılmıştır. Ticari binalar ise adanın sahil kısmında yer almaktadır. Bu binalar depo alanları da bulundurduğu için parsel alanlarının tamamı kullanılarak inşa edilmişlerdir; dolayısıyla bahçe veya avluları bulunmamaktadır.
Evlerin tamamı yığma taştan yapılmıştır. Taşların çoğu bölgede çıkarılan sarımsak taşından elde edilmiş, dikdörtgen şeklinde kesilerek araları killi toprak, küçük taş parçaları ve tuğlalar ile doldurulmuştur. Renk olarak toprak renkleri veya pastel renkler kullanılmıştır. Çatılar ise kiremitle kaplanmıştır.
Evlerde göze çarpan bir diğer ortak özellik ise, sıcak iklimden dolayı pencerelerde bulunan ahşap kepenklerdir. Kepenklerin tümü çift kanatlıdır ve pencerelerin iki yanına doğru açılmaktadır.
Ayvalık ve çevresindeki 17.900 hektarlık bir alanın 1976 yılında doğal ve tarihi sit alanı olarak ilan edilmesi, adanın özgün mimarisinin korunmasında etkili olmuştur.